Kahramanlıkları yerine günahları yazılan bir adamın hikayesi...

29 Nisan 2015 Çarşamba

Devam etmek istiyorum.

"Devam etmek istiyorum." Bunu gerçekten içindeki isteği dışa vurmak için mi söylemişti yoksa devam etmek istediğimden emin olmak için mi sormuştu bilmiyorum. Hoş ikisi de benim için durumu daha tatlı yapmaya yetiyor bugünden baktığımda. Zaten o anki heyecanım ve ona karşı duyduğum arzu beni bu cümleyi neden kurduğunu düşünemeyecek kadar sarhoş etmişti. Vücudunuzun herhangi bir yerinde oluşan yarada kalp atışlarınızı nasıl hissederseniz, vücudumuzun temas ettiği her noktada hissediyordum onun ve benimkileri aynı şekilde.

Boynundan başladığım öpücüklere onu usulca sırtüstü yatırıp vücuduna yayılarak devam ettim. Belli yerlerde, özellikle kulaklarına dokunurken dudaklarım bedenindeki kasılmaları izliyor ve sevişmenin doğasını hissedebiliyordum yavaş yavaş. Arada yüzümde dolaştırdığı parmaklarını dudaklarımın arasında hissetmek iyice azdırmıştı beni. Eksik olan bir şeyi tamamlamak ister gibi gece lambasının yanında duran ve çalar saat görevini de üstendiğini düşündüğüm bir radyodan ağır caz parçaları listeleyen bir kanalı açmıştı. Müziğin de yardımıyla rahatladığımı hatırlıyorum. Yavaşladığımı, tadına daha yoğun vardığımı anın... Sertleşmiş meme uçlarında gezinen dudaklarımın ve yavaşça temas eden dişlerimin canını acıtmasından korktuğumu anlamıştı ki devam etmemi istercesine bastırdı kafamı. Elimi bacaklarının arasında dolaştırırken iç çamaşırının üstünde ıslaklığını fark edebiliyordum. Yavaşça aramdaki tek engeli sıyırırken ellerimle, dudaklarımı aşağı kayıyordu. Bir kadının tadına bakmak... Bu her kadında tekrar yaşayacağım bir "ilk"ti ama tabi o an bunun farkında değildim. Nasıl zevk aldığını göstermek istercesine saçlarımdaki elleriyle beni yönlendirmesi hoşuma gidiyordu. Bacaklarını kırıp inlediğini görmek dudaklarımın altında... Zevk buydu sanırım.

Beni usulca yukarı çağırdı ve dudaklarımdaki tadını önemsemeden öptü. "Sen içimdeyken boşalmak istiyorum." diye fısıldadı sadece ikimizin arasında kalmasını ister gibi. Sonrasında yatak başlığına yaslanarak uzandım ve boxerımdan kurtarıp ağzına aldı beni usulca. Dudaklarının  arasında olmak, sertleşen her noktamda dilini hissetmek ve bunu ilk kez yaşıyor oluşum üst üste gelince kendimi tutamayıp boşalacağımdan korkuyordum. Arada yavaşlayarak ve ellerini göğsümde gezdirerek beni rahatlatıyor oluşu bunu hissettiğindendi sanırım. Bacaklarımın kasıldığı bir anda serbest bırakarak beni, vücudumu bacaklarının arasına aldı ve yukarı geldi. Kulağıma "İlk kez bu kadar ıslanıyorum." diye fısıldadı. Sanırım beni "ilk"lerle olan mücadelemde yalnız bırakmak istememişti. Yavaşça içine davet etti beni eliyle de yolu göstererek. Sıcaklığıyla baş başaydım. Kavgadaki hırçınlığından eser yoktu. Ellerimin altında duran kalçalarını oynatmaya başladı sonra yavaşça. Bunu o kadar yavaşça yapıyordu ki içinde her noktasına dokunuyordum. Karşımda dans eden memelerine yapışıyordu dudaklarım arada. O anlarda gözlerini kapatıp kafasını hafifçe geriye attığı geliyor gözümün önüne. O bunu yaptıkça ben dişlerimi daha rahat kullanıyordum. İkimiz de terledik, şarkılar değişti, inlemeleri değişti, aldığım zevk değişti. Belini sarıp yatağın daha rahat bir kısmına doğru çevirerek altıma aldım onu. Öpüşürken, başında kavuştuğumuz ritme riayet ederek devam ettim bu dansa. Bir elini vücutlarımızın arazına sokup parmaklarıyla kendine kavuştu bacaklarımızın arasında. Düşünmeden kalçalarını sıkıyordum o bunu yaparken. Sonrasında hırçınlığından olmadığını bildiğim bir şekilde dudağımı ısırdı usulca. Kasıldı ve kafasını bir yana çevirerek inledi son kez ve uzun bir şekilde. Sonra vücudunun her yerini bıraktı yatağa. Nefesleri yavaşladı ve yüzünü bana döndü. Kollarımın altında bunların oluşunu izliyordum. Vücudunda bıraktığım izleri, yanaklarının pembeliğini... O ana kadar sadece haz odaklı düşündüğüm tonla şeyin bir beğeniyi ve duyguyu nasıl yansıtabileceğine o an şahit olmuştum. Yanına uzandım usulca içinden çıkıp. Yanağımı tutup "İçime boşalabilirdin, sorun olmayacak bir günümdeyim." dedi ama o an bunun anlamını bilmediğimi itiraf etmedim. :) Gülümseyerek beni tekrar ağzına aldı. Dudakları ve dili beni, zaten kendimi zor tutabildiğim o sona kadar sürükledi. Ellerinden biri baldırımdaki kasılmaları hissederken yavaşça boşalmamı bekledi ağzına. En çok o an utanmıştım sanırım. :) Sonrasında yavaşça dudaklarını çekip duvara yaslandı. Onda izlediğim manzarayı sanırım o da bende bulmuştu. Konuşmadan bir süre izledik birbirimizi. Sonra kalkıp yürüyüşünü çıplaklığıyla arkasından izlememe izin vererek birer soğuk Tekel Birası daha getirdi. Sarıldık ve ortamın ruhuna uygun olmayan şeyler konuşarak uykuya doğru yürüdük.

Aynı yatağı paylaştığım kadın sabaha, hafif bir yorgunluk, pembe yanaklar ve uyanır uyanmaz yüzünü saran bir gülümseme ile çıplak bir şekilde başlamıştı. Mutluydum. Erkeklik tanımlarından pek hoşlanmam ama illa bu kavrama anlam yüklemem gerekirse, o sabah ve ona benzeyen tüm sabahlarda kendimi daha bir erkek hissettim. Birlikte giyinip birlikte güzel bir kahvaltı yaptık en sevdiğimiz yerde. O gün göz göze gelişlerimizdeki sıcak gülümsemelerimizi özlüyorum hala. :)

36 yorum:

  1. Merak ettiğim bir şey var aslında. O zamanlar gençtin ve "ilk"lerden bahsediyorsun ya hani peki sevgili miydiniz? Ya da sevgililikten çok tutkunun getirisi bir şey miydi? Ne hissetmiştin? Kafandan geçen neydi? Ne de olsa ortada bir deneyimsizlik var ve bu durum hiç kafa karıştırıcı oldu mu o zaman senin için? -bir şey merak etmiştim dimi ben? birkaç şey demem lazımmış :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili değildik ama benim için deneysel baktığım bir şey de olmadı hiç bu. Zaten farklı başlayan bir şeydi ve farklı devam edişi de tutkulu hale getirdi bence aramızdakini. İtiraf etmem gerek ki sorgularsam büyüsünün bozulacağını da düşünmüş olabilirim. :) Uzunca sayılacak bir süre sevgilisi olup olmadığını bilmiyordum mesela çünkü sormamıştık hiç bunu birbirimize. Kafa karışıklığı konusuna gelince, şu an anlatırken bile kafam karışık. Net olunca çok hoşuma gitmiyor zaten. :) Düşününce deneyimsizliğimi hissettirmemiş bana pek o zamanlar.

      Sil
    2. Aslında sormak istediğim ortadaki belirsizliğin sende nasıl bir etki yarattığıydı ama o kısma gelebilmek için bir sürü soru çıktı tabi :D ama almak istediğim cevabını alabildim sanırım :)
      O deneyimsizliği hissettirmemiş ama sen de zaten bunu pek belli eder bir tip değilmişsin anladığım kadarıyla :)

      Sil
    3. Deneyimsizliğimi heyecanımla belli ettiğimi düşünüyorum ona yeterince. :) Belirsizlik konusu gerçekten bana çekici gelen bir şey hala daha. Belli bir düzene göre ilerleyen ilişkiler tat vermiyor. Olaysız bir şekilde başlayan ve devam eden bir ilişkim olmadı desem yeri. :)

      Sil
    4. Belirsizlik benim de hoşuma giden bir şey. Aslında tamamen işime geldiği için seviyorum sanırım :)

      Sil
    5. Neden işine geldiğini merak ettim ben de. Bir soru da ben sorayım. :)

      Sil
    6. İstemediğim bir hareketi olduğunda karşımdakinin ya da bana/hayatıma karışan bir cümle kurduğunda rahatlıkla "sen kimsin ki..." diye başlayan bir cümle kurabiliyorum çünkü. Ortada adı konmamış şeyler olduğu zamanlar oldukça rahat ediyorum :)

      Sil
    7. Bundan ben de faydalanıyorum çokça. :) Normalinde zaten kimsenin karışmaması gerekirken hayatımıza, sıra dışı durumlar sıra dışı çözümler ürettiriyor işte insana. :)

      Sil
    8. Sen bir erkeksin sana o kadar karışılmıyordur ama bir de beni düşün giydiğim giysiden, saçıma, makyajıma, ojeme hatta en yakın arkadaşlarıma bile karışma yetisini kendinde bulan insanlar gördüm. Tamam belki nasıl insanlar olduğunu fark ettiğim an sanki hiçbir şey yaşanmamış gibi o şekilde başlayan bir cümleyle çıktım hayatlarından ama yapacak bir şey yok, insanların büyük bir kısmı karışmamaları gereken durumların neler olduğunu bilmiyor :)

      Sil
    9. Sen de haklısın. İnsanların hayatından çıkmak zorunda kalmak bile böyle bir konu yüzünden can sıkıcı. Ders olarak mı okutulsa acaba bunlar? :)

      Sil
    10. Keşke okutulsa diyeceğim de sözde "sahiplenme" duygusunu seven kızlar olduğu sürece o tür erkeklerin nesli tükenmez :)

      Sil
    11. Erkek kadın demeden hepsini bir tedrisattan geçirmek lazım o zaman. :)

      Sil
    12. Kesinlikle boydan bir bakım gerekiyor :)

      Sil
    13. Ben üstüme düşeni yapıyorum. Hatta bazen merak etmiyorum karışmıyorum diye umursamaz ilgisiz damgası yediğim bile oldu bugüne kadar. :)

      Sil
    14. Sevgilim oldu dediğim (adı konan) sadece 2 ilişkim oldu ve onlar da ilgisizliğim ve umursamazlığım yüzünden bitti. Ne yapalım kaderim böyleymiş dedim bu sefer de dalga geçilmekle suçlandım. Yani anlayacağın ne demek istediğini çok çok iyi anladım :)

      Sil
    15. Ben bir süre sonra bıraktım sonunu düşünmeyi. :) Bir ara bir şeyler yaşamadan önce küçük bir konuşma yapmaya kalktım, o zaman da terbiyesiz oldum. :)

      Sil
    16. Konuşsan bir dert konuşmasan ayrı. İnsana göre şekillenmek istiyorsun o da olmuyor :) Cidden bir süre sonra sonunu düşünmemek en doğrusu :)

      Sil
    17. Arkanda enkazlarla yürümeyi göze alıyorsun tabi bunun için de ama yapacak bir şey yok. :)

      Sil
    18. İlişki ilerlemeye devam ederken başına ve ortalarına baktığında sonu nasıl olacağını belli ediyor. Kişi kendini o sona hazırlamıyorsa bu onun bileceği iş beni ilgilendirmiyor :) Olur da bir gün enkaza dönecek kişi ben olursam da en azından kendim kaşındığım için öyle olduğumu bileceğim. Bazen karşıdakini suçlamak çok yersiz oluyor bana göre :)

      Sil
    19. Genellikle suçlanan tarafta olan biri olarak sonuna kadar destekliyorum seni. :) Aşkın sevginin doğası gereği tek taraflı olduğunu unutan insanlar gün gelince de ilişkinin işteş bir süreç olduğunu unutuyor işte. Sonra olan karar vermek zorunda kalana oluyor. :)

      Sil
    20. İşte bu da tamamen bencillikten kaynaklı. Kendi duygu ve düşüncelerini birey o kadar ön planda tutmasa olmayacağı belli bir şey için karşısındakini zor durumda bırakmaz. Tabi bunun sen bilincindesin, ben bilincindeyim ama 3.tekil şahıs farkında değil. Yine önceden söylediğine geliyor laf "Erkek kadın demeden hepsini bir tedrisattan geçirmek lazım" :D

      Sil
    21. O tedrisat tamamlanana kadar kafa dengi birini bulup takılmaya devam... Bir de ilişkiye bulaşmadan yürüme seçeneği var tabi. :)

      Sil
    22. Artık ne şekilde olursa :)

      Sil
    23. O zaman hayal gücümüze teslimiz. :) Çok da emin ellerde değiliz ama olsun.

      Sil
  2. Ben bu hatıra karşısında, ciddi ciddi duygulandım.

    Yaşanan ilkler ne olursa olsun unutulmuyor. Böyle saçma sapan bir zamanda aklına geliyorlar, yüzünde salak bir gülümseme oluyor. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben yazarken sıkça kapıldım o aptal gülümsemelere. :) Karışık duygulara da kapıldım. Sanırım ilkleri içinde geçen zamanla birlikte tamamen özlüyoruz masumluğumuzla birlikte.

      Sil
  3. o ilk heyecanı, hissettiklerini ne güzel aktarmışsın yazarken :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler. :) Hissettiklerimin çok yoğun oluşunun da etkisi var tabi bunda.

      Sil
  4. İlk öpüşmemi hatırladım :D Elim ayağım karışmıştı birbirine :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hatırladıklarını okumak hoş olur bir gün. :) El ayak karışmayınca da çok tadı yok zaten ilklerin. Yıllar geçse bile hala o tadı arıyorum ben.

      Sil
  5. Bazı insanlar, yavaş yavaş "eğitirler" kendilerini yatakta. Bazıları ise doğuştan gelen bir yetenekle ilk deneyimden başlayarak hakim olurlar her şeye. Bu yazıyı okurken, tahmin ettiğim gibi, sendeki doğuştan gelen yeteneği tekrar görmüş oldum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Estağfurullah. Yatkınlık diyelim daha güzel olur. :) Eğitim kısmının hep devam ettiği de bir gerçek ama.

      Sil
  6. Görüşüyor musun onunla ya da hiç haber alıyor musun ondan?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok sık olmasa da görüşüyorum. En son ismini -Her ne kadar kendi ismi olmasa da...- kullanmak için izin istedim arayıp. Yazmam hoşuna gitti ki "Bir ara görüşelim, beni ekme sakın!"ı kaptım. :)

      Sil
  7. Tekel birası...
    Ne lezizdi yahu.
    Sonra dünya büyüdü, zaman değişti, onun da içine ettiler.
    Tekel birası güzeldi; tıpkı hatırlattıkları gibi...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İçkilerimizi alıyorlar. Kadınlarımızı, aşklarımızı... Hatıralarıyla kalıyoruz. Yine de mutluyuz işte anasını satayım.

      Sil